“İNSAN HAKLARI GÜNÜ” KUTLU DEĞİL; “DÜNYA UTANÇ GÜNÜ” KAHROLSUN!

Açıklamda şu ifadelere yer verildi. “Bütün insanlar özgür, onurlu ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır, birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar” diyor, 10 Aralık 1948’de yayınlanan İnsan Hakları Bildirisi’nin ilk maddesi.

Yıl 2023 ve bugün BM İnsan Hakları günü. Sonuç?

Gazze Şeridi'ne saldırılarında 7 bin 700'ü çocuk, 5 bin 150'si kadın olmak üzere 17 bin 700 Filistinli katledildi ve İsrail’in bölgedeki soykırımı tüm acımasızlığıyla sürüyor.

Başka?

Doğu Türkistan’da sayıları 15 milyonu aşan, başta Uygur Türkleri olmak üzere Türk kardeşlerimiz Çin zulmü altına inim inim inliyor…

Daha başka?

Kırım'da, Irak Türkmeneli'nde, Suriye'nin Türkmen bölgesinde, Yemen'de, Myanmar'da ve dünyanın birçok noktasında insanlık onurunu hiçe sayan baskı ve zulüm politikalarının sonu gelmiyor…

Dahası;  Ülkemizde tek adam rejimi; her geçen gün insan hak, hukuk ve hürriyetleri ile adalet güvencesini ortadan kaldıran totaliter bir rejimin ağlarını örüyor…

Dünyada 2023 yılının teması neydi?

“Herkes için özgürlük, eşitlik ve adalet”ti değil mi?

Dünyada insanlık dışı zulüm, katliam ve ihlaller olurken;

Özgürlükler ülkesi diye bilinen ABD’nin, bu zulümlerde “baş rol” üstlenmesini…

Kendisini “İnsan Hakları Hamisi” ilan eden Batı’nın adeta “Haçlı İşgali”ne dönüşen bu “utanç zulmüne” destek vermesini…

Neredeyse tüm Dünyanın eli kolu bağlı, ağzı dili suskun biçimde bu “insanlık ayıbı”nın seyircisi olmasını…

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi olmamın yüklediği tarihi sorumluluk ve bunun gerektirdiği vicdan muhasebesiyle şiddetle kınıyorum!..

Yüce Allah, utanç dolu günümüz tarihine, sessizce tanıklık eden insanlığa akıl, fikir, vicdan, merhamet, adalet duygusu ihsan eylesin…