Saadet Partisi büyük kongresinin 30 Ekim 2022 de yapılacağının açıklanması ile bu konuda yazmam gerektiğini düşündüm. Çünkü tarihi bir dönüm noktasında yapılan bu kongre çok büyük önem taşıyor.
Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, özellikle 6’lı ittifak ile birlikte 50 yıllık Milli Görüş çizgisinde siyaset yapan Saadet Partisi’ni bu çizgiden uzaklaştıracak adımlar atarak adeta bir harakiri yapmıştır.
İzlenen yanlış strateji nedeniyle Saadet Partililer bugün sokağa çıkamaz hale gelmişlerdir.Propaganda yapmak için kahvelere ve köylere gidemez hale gelmişlerdir. Milli Görüş çizgisinin ne olduğunu anlamamız için, 50 yıldır bu çizgide siyaset yapan partiler Milli Nizam, Milli Selamet, Refah, Fazilet partilerinin izlediği temel prensiplere bakmamız bize ışık tutacaktır.
1-Önce Ahlâk ve Maneviyat; Milli Görüş çizgisinde siyaset yapan partilerin en önde dalgalandırdığı bayrak bu olmuştur.Gerek koalisyonlarda, gerek Hükümet oldukları dönemlerde koalisyon protokollerinin birinci maddesi bu olmuştur.Bu çerçevede 500 İHL, 3000 Kur’an Kursu ve Yüksek İslâm Enstitüleri açarak bu ideallerini gerçekleştirmek için somut adımlar atmışlardır.CHP+MSP koalisyon protokolünde İHL’lerin, Kur’an Kurslarının açılmasını birinci şart koşarken, Saadet Partisi bugün, 4-6 yaş okul öncesi Kur’an Kurslarını kapatmayı vaad eden bir anlayışa teslim olmuş durumdadır.Önce Ahlâk ve maneviyat ilkesini benimseyen Milli Görüş’e rağmen Saadet Partisi, iktidar olduklarında (inşallah olamazlar) İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönmeyi vaad eden bir zihniyete teslim olmuş durumdadır.Osmanlıya hakaret eden İzmir Belediye Başkanına tepki gösteren Saadet Partisi Eyüp İlçe Başkanını görevden alarak CHP’ye selam durmuştur.
2-Faizsiz Adil Ekonomik Düzen; Milli Görüşçü partilerin benimsediği temel prensiplerden biri de bu olmuştur. Ancak Saadet partisi yönetimi, 6’lı ittifakla birlikte “iktidar olunca ilk işimiz faizleri yükselteceğiz” diyen bir anlayışa teslim olmuştur.Saadet Partisi propoganda konuşmalarında artık “faizsiz adil düzen” “Faizlerin kaldırılması” ifadeleri kullanılmaz olmuştur.Çünkü 6’lı ittifakın yönettiği belediyeler dibine kadar faize batmış
3-Avrupa Birliği AB değil, İslâm Birliği; Milli Görüşçü Partilerin en önemli prensiplerinden birisi de bu olmuştur.Bu çerçevede 50 yıllık siyasi geçmişinde AET-AT-AB olarak tek bayrak-tek Pazar-tek para- tek ordu hedefleri doğrultusunda tek devlet olmayı hedefleyen ve temeli Hrisytiyanlığa dayanan AB’ye Türkiye’nin tam üye olmasına karşı çıkmıştır. Ancak bugün Saadet Partisi 6‘lı ittifak nedeniyle imzaladığı protokllerde ve ortak deklarasyonda AB normlarını, AB kriterlerini uygulayacağını taahhüt etmiş ve yine “AİHM kararlarının derhal uygulanmasını sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır” şeklinde taahhütte bulunmuştur.Eşcinsellik insan hakkıdır, kimse bu hakkın kullanılmasını engelleyemez şeklinde AİHM kararları mecvcuttur. Eşcinsel birlikteliklere engel olanlara hapis cezaları öngörmektedir.Türkiye Cumhuriyeti aleyhine verilmiş o kadar çok AİHM kararı mevcuttur ki, bunların uygulanmasını sağlayacak düzenlemeler yapmayı taahhüt etmek büyük bir vebaldir. Refah Partisi, iktidarında AB’ye alternatif olarak İslâm Birliği’nin çekirdeğini oluşturan D-8’leri kurmuş ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni resmen kurucu üye olmasını sağlamıştır.Saadet Partisi yönetiminin iddia ettiği gibi 6’lı masada zerre kadar etkisi olsaydı, deklarasyonda AB kriterleri değil, D-8 kriterleri yer alırdı.
Yine bugün Saadet Partili yetkililerin konuşmalarında asla AB konusu gündeme getirilmez.
4-Siyonizm ve Irkçı Emperyalizm; 50 yıllık siyasi geçmişinde tüm Milli Görüş’çü partiler Siyonizm ve kurmak istediği Tek Dünya Devleti konularını ana gündem olarak işlemiş ve başta Milletimiz olmak üzere tüm insanları bilgilendirmiştir.Bugün Saadet Partili yöneticilerden bu konuları duyamazsınız.Çünkü 6’lı ittifaka aykırıdır.
Siyonizmin küresel projelerine Saadet Partisi destek vermiştir.Saadet Partisi Politikalar Kurulunda ; başta COVİD aşı kampanyası olmak üzere, Küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi Siyonist projelere paralel raporlar hazırlanmış ve sunulmuştur.İktidara geldiğimizde ilk işimiz “İsrail’le normalleşmek olacak” diyen CHP liderine hiçbir şekilde cevap vermeyen Saadet Partisi yönetimi Cumhurbaşkanı’nı İsrail’le normalleşme nedeniyle eleştirmektedir.Zaten 6’lı ittifak iktidara geldiğinde normalleşecekti, Cumhurbaşkanı bunu öne çekti.
Maalesef İnançları doğrultusunda siyaset yapan Saadet Partililer, 3-5 vekillik taahhüdü ile aldatılmaktadır.
Allah C.C. iktidar ettiğini dünya bir araya gelse, iktidardan indiremez.Allah C.C. iktidar etmeyi murad etmediğini de dünya bir araya gelse iktidar edemez.Bize düşen Allah C.C. emrettiği kuralları çiğnemeden, Allah’ın bütün insanların bir arada adil ve huzur içinde yaşayabilmeleri için gönderdiği düzeni kurmak için çalışmaktır.Bunu bütün insanlığa duyurmaktır.İktidara getiren ve götürecek olan O’dur. Milli Görüş’çülerin üzerine düşen, Saadet Partisini Milli Görüş çizgisinden uzaklaştıran Saadet Yönetiminin kongrede değişmesi için çalışmaktır. Mutlaka ikinci bir liste çıkarılmalı, bu gerçekleri kongrede haykırarak tarihe not düşülmelidir.
Fitne; İslâm’ın normları kriterleri yerine AB normlarını kriterlerini uygulamayı taahhüt etmektir. Bu zihniyete karşı HAKK’ı haykırmak, fitne ortadan kalkıncaya kadar mücadele etmek en büyük CİHAD’dır.
