Bugün, 8 Mayıs 2024 Çarşamba

İsmail Özdemir


Saadet Yönetimine Uyarı!

.


Milli Görüş Hareketi, 1969 yılında Merhum Erbakan Hocamızın liderliğinde milletimizin kendi

özünü, ruh kökünü ve inancını muhafaza ve temsil etmek için kurulmuş bir harekettir. Hareketimizin temel hedefleri bellidir. Bu hedefler, bizzat Erbakan Hocamız tarafından, Yaşanabilir bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye, Hakka ve Adalete dayalı Yeni bir Dünya hedefleri olarak somutlaştırılmıştır.

Yaşanabilir bir Türkiye hedefimizin ilk adımı “Önce Ahlak ve Maneviyat” prensibini merkeze alan bir toplum yapısı inşa etmektir. Yeniden Büyük Türkiye hedefimizin ilk adımı, memleketimizi borç ve faiz batağından kurtarıp tam bağımsız hale getirecek olan “Faizsiz bir Ekonomik. Modeli” hayata geçirmektir. Yeni bir Dünya hedefimizin en önemli adımı ise içeride İslam kardeşliği, dışarıda ise Ümmetimizin, Milletimizin birlik ve beraberliğine dayanan “İslam Birliği”ni kurmaktır. Bizi ve fedakâr kadrolarımızı takatimizin sonuna kadar çalışmaya sevk eden, bizi diğer parti ve hareketlerden ayıran temel nokta, inancımızın bir emri olarak gördüğümüz işte bu temel hedeflerimizdir.

 

Bizi, hareketimizi ve partimizi bekleyen en büyük tehlike, gündelik siyasi ve ekonomik tartışmalar, çekişmeler ve gündemler arasında asıl hedeflerimizi ve yola niçin çıktığımızı unutma tehlikesidir.

 

Hareket olarak eğer bu hedeflerden ve hareketimizin temel esaslarından vazgeçersek hocamızın ifadesiyle; “diğer partiler gibi herhangi bir parti oluruz ve Allah muhafaza yok oluruz."

Uzun bir süredir hareketimizin ve partimizin gerek yetkili kurullarında, gerek genel başkan nezdinde heyetler halinde, gerekse tek tek görüşmeler yaparak bu hassasiyetlerimizi gerekli yerlere iletip gereken adımların atılması hususunda yürütülebilecek tüm süreçleri büyük bir hassasiyet, teşkilat usulü ve ahlakı içerisinde yürütme gayretinde bulunduk.

Ancak geldiğimiz noktada tüm süreçleri tüketmemize rağmen, bu endişe ve çabalarımızın bir

sonuç vermediği kanaatine vardık. Bu nedenlerden dolayı düşüncelerimizi, endişelerimizi, fikir ve önerilerimizi siz kıymetli teşkilat mensupları ile paylaşmayı tarihi bir vazife olarak görüyoruz.

Sözlerimizin hemen başında şunu açıkça ifade edebiliriz ki, bizim bugün de halen omuz omuza mücadele ettiğimiz kardeşlerimizle aramızdaki ihtilaflarımız, mal, makam, mevki, koltuk ya da herhangi bir dünyalıkla ilgili bir ihtilaf değil, hareketimizin ve partimizin ulaşması gereken hedeflere nasıl daha iyi ulaşabileceğine dair temel esaslarımız, yöntem, usul ve söylemle ilgili ihtilaflardır.

Ve biz inanıyoruz ki, Rabbimiz, bu ihtilaflarımızdan büyük bir rahmet çıkarmaya da kâdirdir.

Bizim derdimiz bir kişiyi veya bir gurubu iktidara taşımak değil, inancımızın emrettiği değerleri iktidara taşıyabilmektir.

Kıymetli Teşkilat Mensuplarımız:

Biz istiyoruz ki; Saadet Partisi olarak ortaya koyduğumuz eylem, söylem, üslup ve davranışlarımızla öyle hale gelelim ki bize oy vermeyen ve fikirlerimize katılmayan kesimlerin de kalbindeki saygınlığı kaybetmeyelim.  

Yarım asrı aşan bir süredir verdiğimiz mücadele sürecinde bu milletin gönlünde edindiğimiz müstesna yeri, günü birlik siyasi ve ekonomik tartışmalar arasında heba etmeyelim.

Çünkü biz sadece siyasi bir hareket değil, aynı zamanda toplumsal bir ıslah hareketiyiz. Eğer muhatap olduğumuz toplumla ve sosyolojik tabanımızla diyaloğumuzu kaybedersek, araziye indiğimiz zaman insanların bizlere kulaklarını tıkamasına, yüzlerini bizden çevirmesine sebep olacak söylem ve eylemlerde bulunursak ne davamızı insanlara anlatabiliriz ne de hedeflerimize ulaşabiliriz.

Biz istiyoruz ki; Yürüdüğümüz yolda ne bugün yapılan yanlışlara, haksızlıklara ve adaletsizliklere ortak olalım; ne de başkalarının geçmişte yaptıkları ve halen bagajlarında taşıdıkları yanlışların, haksızlıkların, adaletsizliklerin vebalini üstlenelim. İnsanlık büyük bir değişim ve dönüşüm yaşarken, Siyonizm bütün insanlığı ifsat ederken, küreselciler, ulus devletler, ırkçı emperyalistler yeni bir dünya düzenine doğru geçerken biz sessiz kalamayız. Bütün insanlığın önüne “yeni bir teklif” sunacak, Ülkemiz ve insanlık için yeni bir çıkış, azim, gayret ve inançla Milli Görüşü ortaya koymak zorundayız. Kısa vadeli birliktelikler, gündelik politikalar ve siyasi hesaplar nedeniyle Milli Görüşü Milli Görüş yapan değerlerimizden vazgeçemeyiz. Siyasi çıkarlar ve birliktelikler asla ve asla Milletimiz, ülkemiz ve insanlık için hedeflediğimiz gelecekten daha kıymetli değildir. Bizler Milli Görüşçüler olarak; Hakkı erteleyemeyiz, adaleti geciktiremeyiz, zulmü görmezden gelemeyiz. Bu sebepten ötürü davamız ve inancımızın gerektirdiği gibi dosdoğru yolda olmaya devam edeceğiz. İçinde bulunduğumuz geçici siyasi süreç nedeniyle teşkilat çalışmalarımızdaki bir takım hassasiyetler

göz ardı edilemez, medya kuruluşlarımızdaki temel ilkelerimiz yok sayılamaz, yarım asırlık söylemlerimiz rafa kaldırılamaz. Bu nedenle biz Milli Görüşçüler olarak kırk yıllık Milli Görüşçüleri, davamızın fedakâr mensuplarını, halkımızı, mazlumları ve insanlık için bir umutla bekleyen ne kadar insan varsa onları bir kenara itmeyeyiz ve küstüremeyiz.

Bizim bu çağrımız; Sadece bir siyasi ittifak karşıtlığı ya da yandaşlığı çağrısı değildir. Davamızın

tarihinde defalarca şahit olduğumuz gibi yeni bir ruh, yeni bir heyecan ve yeni bir hamle ile kendi değerlerimize, tarihimize ve ruh kökümüze uygun bir yol inşa etme çağrısıdır. Çağrımız Ülkemiz, Milletimiz ve tüm dünyaya Milli Görüş ilkelerini yeniden hatırlatmaktır.

Unutmayalım ki; Saadet Partimiz, bu bozuk düzenin ortaya koyduğu ve dayattığı hiçbir kutuplaşma içerisinde yer almak zorunda değildir. Hareketimizin tüm bu kutuplaşmaları bozacak, milletimizi fert fert kucaklayacak kendi tarihimize, ruh kökümüze ve özümüze uygun yeni bir yol açma potansiyeli de, imkânı da gücü de vardır. İnanıyoruz ki geçmişte olduğu gibi bundan sonra da Cenab-ı Hak’ın rahmeti ve yardımı bizimle birlikte olacaktır.

Biz diyoruz ki; Bu zamana kadar faize, zinanın suç olmaktan çıkarılmasına, Siyonist İsrail’le dostluk kurulmasına, ABD ile stratejik ittifaka, AB uyum yasalarının uygulanmasına nasıl karşı durduysak, tüm bunlarla birlikte İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar uygulayamaya koyacağını, LGBTİ’ye karşı çıkmayı nefret suçu sayacağını, 4-6 yaş Kur’an kurslarının kapatılmasını talep edeceğini, AB uyum yasalarını ve normlarını uygulamaya devam edeceğini, AB üyelik sürecine hız vereceğini açık açık beyan edenlere de karşı duralım ve inancımızın gereği neyse onu yapalım.

Yine biz istiyoruz ki; Siyonizm dünyayı yeni büyük bir savaşa doğru götürdüğünü ilan ederken, gıda ve enerji krizi, kıtlık, küresel ısınma ve yeni salgın hastalıklarla tüm insanlığı tehdit ederken, bölgemizde büyük silah yığınakları ve çatışma hazırlıkları yaparken, Milli Görüş hareketimiz tüm bu alanlara dair plan, strateji ve projelerle ümmete öncülük ve liderlik edecek bir pozisyon almalıdır.

Milli Görüş bu toprakların ilk yerli ve milli hareketidir. Hareketimiz küçük ve gündelik kavgaları hızla terk edip, Erbakan Hocamız liderliğinde kurulan Küresel bir İslam Birliği vizyonu çalışmalarına yeniden yön vermeli, bu vizyon çerçevesinde dünyadaki diğer Müslümanlarla ve Müslümanların kuruduğu hareketlerle bağlarını daha da sıkılaştırarak, bütün insanlık için hep birlikte daha büyük bir mücadeleyi inşa etmelidir.

Zira insan, varlık, fıtrat ve İslam doğrudan küresel bir tehdit altındadır. Bu küresel tehdide karşı hep birlikte cihanşümul bir mücadele yürütülmelidir. Biz İstiyoruz ki, Saadet Partisi içine girdiğimiz bu kısır siyasi tartışmalardan kurtulup yeniden tüm dünya Müslümanlarına umut olacak aksiyonlara imza atabilsin. Partisi ve siyasi görüşü ne olursa olsun tüm Müslümanların ortak değerlerine vurgu yapabilen ve onları Küresel Siyonizm karşısında tek saf haline getirebilen bir dil ve üslup ortaya koysun.

Ey Milli Görüşçü Kardeşlerimiz

Allah’ın nimetlerinin adil paylaşıldığı, kimseye haksızlık yapılmadığı, açlıktan çocukların ölmediği ve kaynakların bir zümre tarafından sömürülmediği adil bir düzen kurmak için milletimize, ülkemize ve bütün insanlığa bir teklifimiz var.

Gelin hep beraber son yarım asırda Erbakan Hocamızın defalarca yaptığı gibi Milli Görüş ile yeni bir yol açalım ve insanlığı müjdeleyelim. Karanlıklar aydınlığa dönsün. Gelin hareketimizi tepeden tırnağa yeniden inşa edelim, müesseseleriyle, her ferdiye bir bütün olalım ve bir tek kişi bile dışarıda kalmasın, bir tek kişiyi bile kaybetmeyelim. Gelin dinimize, inancımıza, ülkemize ve milletimize olan sevdamızı, bu ülkenin en gür sesi en güçlü hareketi yapalım.

Kıbrıs Barış Harekâtını yaptığımız gibi, D-8‘leri kurduğumuz gibi, Ayasofya’nın zincirlerini kırmak için ortaya koyduğumuz mücadele gibi ve zulümleri engellediğimiz gibi, yine yeniden yeni bir dünya kuralım.

Gelin hep beraber Kudüs’ü özgürleştirelim, Mescid-i Aksa Ayasofya’ya kavuşsun, Bağdat, Şam,  Kahire’ye yeniden umut doğsun.

Afrika’dan Balkanlar’a, Asya’dan Avrupa’ya bütün Müslümanların birliğini kuralım. Gelin hep

beraber “Yaşanabilir Türkiye’yi Yeniden Büyük Türkiye’yi ve Yeni Bir Dünya’yı kuralım.”

Bu görüş ve düşüncelerle Saadet Partimizin 8. Olağan Kongresinin şuurlanma, çelikleşme ve yeniden şahlanış kongresi olmasını Cenab-ı Hak’tan diliyor, tüm teşkilat mensuplarımıza saygı ve hürmetlerimizi arzediyoruz.