İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, sinsice ilerleyen ve erken dönemde neredeyse hiçbir belirti vermeyen, kolon kanseri tedavisinde erken teşhis kritik rol oynadığını ve yanlış beslenmenin bu hastalığa neden olabileceğini söyledi.
“1-31 Mart Kolon Kanseri Farkındalık Ayı' nedeniyle kolon kanserinden korunma yolları, belirtileri ve tedavisi hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Gümürdülü, kalın bağırsağın yüzeyini örten mukoza tabakasının anormal büyümesi sonucuyla gelişen kabarcıkların (poliplerin) zamanla kanserli dokuya dönüştüğünü ifade etti.
50 yaşından sonra hiçbir şikayeti olmasa dahi mutlaka kolonoskopi yaptırılması gerektiğini belirten Gümürdülü, dışkıyla beraber kan gelmesi, çabuk yorulma, nefes darlığı, dışkı çapında incelme, kabızlık-ishal periyodları, dışkılama alışkanlıklarının değişimi gibi rahatsızlıkların kolon kanserinin belirtisi olabileceğini kaydetti.
BASUR SANDIĞINIZ KANSER OLABİLİR
Makattan kan gelmesinin kalın bağırsak kanserinin en sık görülen belirtisi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Gümürdülü, “Maalesef böyle şikayetleri olan hastaların büyük çoğunluğu, nedeninin basur olduğunu düşünerek uzun bir süre doktora başvurmuyor. Oysa makattan kan gelmesi, basurun yanı sıra kalın bağırsak kanseri de dahil olmak üzere birçok hastalığın habercisi olabilir. Bu nedenle 50 yaş üzerindekiler, bilinen hemoroidal hastalığı olsa bile mutlaka kolonoskopik inceleme yaptırmalıdır’’ dedi.
TETİKLEYİCİ UNSURLAR
Kolon kanserini tetikleyici unsurlar arasında yanlış beslenme alışkanlıklarının ilk sırada yer aldığını belirten Gümürdülü, 'Aşırı beslenme ve obezite birçok sağlık sorunu ile birlikte kolon kanseri gelişmesine de neden olabiliyor. Özellikle sebze ve meyvenin az tüketilmesi tüm sindirim sistemi sağlığını bozarken, kolon kanseri açısından da önemli risk teşkil ediyor. Bunun yanı sıra aşırı kırmızı et ve salam, sucuk, sosis tüketiminden de uzak durmak gerekiyor. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü 2015 yılında salam, sucuk, sosis, pastırma gibi işlenmiş et ürünlerini kesin kanserojenler arasına dahil etmiştir' diye konuştu.
Türk toplumunun geleneksel bir alışkanlığı olan mangal kültürüne de dikkati çeken Gümürdülü, 'Ancak, mangalda etin yanması ciddi bir tehlike. Çünkü yanan ette kanserojenler oluşabiliyor. Bu kanserojenler mide, pankreas ve kolon kanserinin gelişmesini tetikleyebiliyor. Bu nedenle etin ateşe en az 15 cm’den yakın mesafede olmamasına dikkat edin. Etin mangalda kalma süresi uzadıkça da kanserojen madde oluşma riski artıyor. Bunun yanı sıra alkol ve sigara kullanımının genel sağlığı bozucu etkilerinin yanı sıra, diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanseri açısından da ciddi bir risk faktörü olduğunu unutmamak gerekir' uyarısında bulundu.
ANA TEDAVİ CERRAHİ MÜDEHALE
Kolon kanserinin ana tedavi yönteminin cerrahi müdahale olduğunu belirten Prof. Dr. Gümürdülü, hastalara ameliyat öncesi ve sonrasında kemoterapi veya radyoterapi uygulanabileceğini söyledi.
Lifsiz sebze, meyve tüketimi ve sağlıksız beslenmenin yol açtığı bazı kolon kanseri vakalarında, bağırsaklarda tıkanıklık olabileceğini kaydeden Gümürdülü, bu tip hastaların acil olarak ameliyat edilmesi gerektiğini vurguladı.
TIKANAN BAĞIRSAĞA STENT
Kalın bağırsak kanserinin zaman zaman bağırsak tıkanıklığına yol açtıktan sonra tespit edilebildiğini dile getiren Yüksel Gümürdülü, “Bu hastalar ya acil olarak ameliyat edilir, ya da tıkanan bölgeye stent yerleştirilerek tıkanıklık giderilir. Stent sonrası gerekiyorsa tümöre yönelik ön tedaviler de (kemoradyoterapi) tamamlandıktan sonra ameliyat daha uygun koşullarda yapılabilir’’ şeklinde konuştu.
Gümürdülü, özellikle son 10 yılda tanı ve tedavide sağlanan ilerlemeler sayesinde kalın bağırsak kanseri olan hastalara kaliteli yaşam yolunun açıldığını da sözlerine ekledi.
(İHA)