Bir yakınımın cenazesi vesilesi ile önceki gün Hamzabey Mahallesi’ne gittim. Mahalle diyorum ama aslında köy. Yani mahalle olsa hani her anlamda kendini belli eder. Büyükşehir yasası ile mahalle olan diğer 90 kırsal köy gibi bu da bildiğim köy yani…
Tabi cenaze olunca köy yerlerinde tüm ahali bir şekilde toplanır. Benimde köyüm olduğundan tanıyan dostlar hemen köyün sorunlarını dile getirmeye başladılar. Yani köylü dostlarımızı dinleyince ya arkadaş 20 yıldır iktidarda olan bir parti, yine 6,7 yıldır İnegöl ve Bursa büyükşehir Belediyeleri bu köyün sorunlarını nasıl görmezden gelir. Hem de insani sorunlar. Bir tarafta içilemez raporu olan içme suyu sorunu. Diğer taraftan dereye akan kanalizasyon suyu sorunu. Her ikisi de insani sorun. Sadece insanların değil, doğadaki tüm canlıların sağlığını etkileyen bir sorun.
Yani 21. Yüzyıla girmişiz, bir yandan insansız İha’lar, siha’lar, savaş gemileri, toplar tüfekler üreten bir ülke olmuşuz diye sevinirken, diğer taraftan Türkiye’nin 4. Büyük şehir olan Bursa’nın ekonomide 17’inci sıradaki ilçesi olan İnegöl’ün 700 yıllık tarihi köyünde ikamet edenlere billur gibi, içilebilir kalitede bir su getirememişiz.
Diğer taraftan Yenişehir ovasını besleyen Boğazköy barajının sularına karışan lağım suyu ki, bu su ile her gün sofralarımızı süsleyen ürünler sulanıyor.
İnanın bunları duyunca cenaze dolaysıyla çok tepki veremedim ama, içimden delirdim. Ben Hamzabeylilerin ve Yenişehirli çiftçilerin yerinde olsam ortalığı ayağa kaldırırdım. Ne demek yahu, içilemez raporu olmasına rağmen millete sağlıksız su içirtmek. Bir de utanmadan sıkılmadan mahalle olduktan sonra su sayacı bağlamışlar, şehirdekiler gibi su parası ödetiyorlar millete…
Her gün şunu yaptık, bunu yaptık yok tiyatro, yok konser, yok yarışma, yok sergi. Bırakın beyler bu sosyal işleri. İnegöl’de yollarımız bozuk, arabalar motosikletler yürümüyor diye şikâyet ederken, meğer hemen 7 kilometre ilerimizde Osmanlı’nın ilk şehidinin yattığı köyde vatandaşlarımıza daha içilebilir bir su bile götürülmemiş.
İnegöl ve Bursa Belediye Başkanlarına sesleniyorum. Bırakın sanal alemden şov yapmayı… Önce çeşmelerden sağlıklı, içilebilir kalitede su akıtın, ondan sonra ne yapacaksanız yapın.
Öte yandan Yenişehir ovasını besleyen Boğazköy barajına akan kanalizasyon sorununu ivedilikle çözün. Millet kanser oluyor, verem oluyor, o oluyor bu oluyor.
Yılladır sizleri bir çok konuda eleştirdik takdir ettik. Ama son 7,8 yıldır bir sosyal hizmet hastalığı tutturdunuz gidiyorsunuz. Bırakın antin kuntin işleri de vatandaşa önce adam gibi su içirin. Tarım kenti diyoruz, ama hepsi lafta. Çiftçinin emeklerine yazık, milletin para verip aldığı o nimete yazık… Sizi aday yapana yazık, size oy verene yazık, hepsinden öte siz idarecilere yazık kere yazık…